- UFO (UÇAN DAİRE - FLYING CIRCLE) NEDİR? -

(UNIDENTIFIED FLYING OBJECT – TANIMLANAMAYAN UÇAN NESNE) terimi, insan türünü bir yapımla veya bilinen bir doğa fenomeniyle açıklanamayan herhangi bir hava nesnesine verilen addır. Terim bir gizemi içermektedir. Halkın kullandığı biçimde ise, UFO genellikle dünya dışı bir uygarlıktan gelen uzay gemisi olabilecek herhangi bir nesneyi belirtmek için kullanılır.

UFO terimi ilk olarak ABD Hava Kuvvetleri’nde Yüzbaşı olan Edward J. Ruppelt tarafından kullanılmıştır. Yüzbaşı Ruppelt 1951’de bu fenomenlerle ilgili olarak Hava Kuvvetlerinde bir araştırmayı yürütmekteydi. Ruppelt’in araştırmasından önce UFO’lara genelde “Uçan Çay Tabakları” deniliyordu. Çünkü birçok görgü tanığı bu nesneleri daire şeklinde tasvir ediyordu. Ancak “uçan çay tabakları” çok sayıda gazete ve dergi yazarının gösterdiği kuşkuculuk nedeniyle çok geçmeden alay konusu oldu. Yüzbaşı Ruppelt ise sürdürdüğü araştırmaya saygınlık kazandırmak amacıyla “Tanımlanamayan Uçan Nesne” terimini kullandı.

UFO terimi ayrıca daha belirgin bir niteliğe sahipti. Çünkü tanımlanamayan uçan nesnelerin hepsi tabak şeklinde değildi. Her yıl polise, basın organlarına veya UFO araştırma gruplarına yüzlerce UFO olayı aktarılır. Bu raporlar UFO’ların gerçekte küçük bir azınlığını oluşturur. Çünkü UFO tanıklarının çoğu bu karşılaşmaları kamuoyuna açıklamaz. Rapor edilen UFO’ların kabaca % 90 – 95’inin insan yapımı uçak veya bilinmeyen doğa olayları olduğu kanıtlanmıştır. Yaklaşık % 1,5 – 2’si ise, genellikle fotomontaj fotoğraflardan üretilmiş hilelerden oluşmaktadır. Bu hileler çok küçük bir miktarı oluşturmasına rağmen, aşırı miktarda sorun yaratmaktadır.

Bu yüzden ciddi UFO araştırmalarının cesaretini kıranlar işte bu türden hilelerdir. Sahtekarlığa ne kadar inanılıyorsa onun yapacağı zarar da o kadar çok olmaktadır. UFO gözlemlerinin geri kalan % 3 – 8,5’i ise, insan ürünü olmayan bir kaynağa sahip hava taşıtı gibi görünmektedir. Araştırmacıların çoğu da bu son gruba girenlerle ilgilenmektedir. Özellikle yapılan bütün araştırmalar Amerika’nın 1945 yılında Japonya’nın Hiroshima ve Nagazaki kentine attığı ATOM BOMBASI’ndan sonra tedricen (kademeli olarak) harekete geçirilmiş olan bir mekanizmayla UFO gözlemlerinde gözle görülür bir artış olduğunu göstermiştir.

UFO GÖRDÜĞÜMÜZÜ NASIL ANLAYABİLİRİZ:

– Yıldızlar, Atmosferdeki gazlardan ve bulutların hareketleri’nden dolayı yanıp sönme ve renk değiştirme görüntüsü verebilir.

– Gezegenleri de UFO ‘ya benzetebiliriz, ama gezegenler de hareket etmezler ve hareket ettiklerini görmemizin sebebi dünyanın dönmesinden dolayıdır. Gezegenler hareket etseler bile, ters yönde ilerleyemezler. Oysa UFO’lar her yöne doğru hareket edebilirler.

– Yapılan gözlemler sonucunda UFO’ların bizim bildiğimiz hava araçlarından çok daha hızlı hareket ettiği ve modern Fizik’in anlayamadığı manevra hareketlerine sahip olduğu tespit edilmiştir.

– UFO’lar birden bire görünüp, birden bire gözden kaybolabilirler. Yapılan araştırmalar sonucunda bu olayların Materyalizasyon yani Maddeleşme, Demateryalizasyon yani Maddelikten çıkma hali olduğu anlaşılmıştır.

– Bu yüzden gökyüzünde gördüğümüz her cismi UFO diye nitelendiremeyiz. İşte tüm bu kriterlere uygun hareketleri gözlemlediğiniz zaman bunun bir UFO olduğu kanaatine varabilirsiniz.

 -UFOLARIN VARLIĞI’NA DAİR İSTATİSTİKİ VERİLER-

ABD Hava Kuvvetleri 1947 – 1952 yılları arasında 1.147.000 UFO Gözlem Raporu inceletmiştir. Amerika’nın en saygın Anket Enstitüsü GALLOPE ABD’de 15.000.000’dan fazla Amerikalı’nın UFO gördüğünü ortaya çıkardı. Birleşmiş Milletler Toplam 63.144 UFO Raporu inceletti.

Bu gözlemlerin Ülkelere göre Dağılımı:

-KUZEY AMERİKA-

USA: 33.233 – CANADA: 2636

-AVRUPA-

İNGİLTERE: 5792 – ALMANYA: 1297 – AVUSTURYA: 513 – BELÇİKA: 612 – DANİMARKA: 233 – FRANSA: 2721 – İTALYA: 584 – HOLLANDA: 581 – İSPANYA: 596 – İSVEÇ: 421 – İSVİÇRE: 506

-ASYA-

JAPONYA: 621 – ÇİN:19 – HİNDİSTAN: 63 – İRAN: 59 – İSRAİL: 25 – KORE: 84 – SUUDİ ARABİSTAN: 12 – TÜRKİYE: 68 – ÇEKOSLOVAKYA: 466

-DİĞER ÜLKELER-

AVUSTRALYA: 1683 – YENİ ZELANDA: 729 – COSTARİKA: 9 – MEKSİKA: 367 – PORTO RİCO: 278 – ARJANTİN: 1403 – BREZİLYA: 1168 – URUGUAY: 238 – VENEZUELA: 283 – GÜNEY AFRİKA: 360

Esasında Ufo’ların bizlere görünmemesi bizlerin hayrına olan bir husustur. Bizim ülkemizde bile küçücük bir siyasi değişim, ekonomik değişime sebep oluyor. Bütün borsalar alt üst oluyor. Dövizler alt üst oluyor insanlar paniğe kapılıyorlar küçücük bir olay, mesela bir başbakan gidecek yerine yeni bir başbakan gelecek diye oluşan siyasi bir çalkantı bile bütün işimizi alt üst ediyor, bütün düzenimizi bozuyor, düşüncelerimiz alt üst oluyor. Demek ki, doğrudan doğruya temasa henüz hazır olmayan bir insan kitlesi bakımından, hem manen yani mantal (zihinsel) bakımından hazır olmayan hem de maddeten aynı bizim bugün çektiğimiz sıkıntılar gibi hani Avrupa Birliği’ne gireceğimiz gibi acaba yapabilir miyiz, yapamaz mıyız diye düşünüyoruz. Halbuki daha ortada somut bir şey yok daha şimdiden bunun sancılarını çekiyoruz. Hele evrende canlı hayata size somut bir şekilde avcunuzun içine koyacak bir durumla karşılaşırsanız bunun çok yan tesirleri olur. Ekonomik, toplumsal, dinsel, askeri, kültürel ve bilimsel bakımdan çok büyük tesirleri olur. Bir defa ekonomik olarak onların getirmiş oldukları, bu çok ileri teknoloji, bizim kömüre ve petrole dayalı olan bütün sanayimizi alt üst eder. Yani onların enerji üreten sistemlerini kullandığımız zaman, bizim kömür sanayimiz, bizim petrol sanayimiz havaya gider. Buna dayalı bütün sistemler çöker. Toplumsal olarak da büyük bir otorite sarsıntısı içine gireriz. Kim daha büyük, kim daha güçlü, hakiki işin sahibi kim. Amerikada bunların tecrübeleri yapılmış ve çok büyük panikler yaşandığı görülmüştür. İnsanlar birbirine girmiştir. Bunun bir örneği de; Orson Welles’in bir radyo programında birdenbire Marslılar gezegenimizi istila ediyorlar demesinin ardından bütün Amerika çok büyük bir panik yaşamıştır. Her şey birdenbire alt üst olmuştur. Çok büyük sarsıntılar meydana gelmiştir. Büyük uyumsuzluklar oluşmuştur. Bu yüzden daima hem siyasi, hem askeri, hem de bilim otoriteleri bunları mümkün olduğu kadar insanların yavaş yavaş uyum sağlayabilecekleri derecede bilgileri vermeye başladılar. Bu metot hala izleniyor ama artık eskisi gibi değil, biraz daha insanların daha normal biçimde karşılayacakları biçimde veriliyor. Bizim ülkemizdeki UFO araştırmalarına çekilen perde sistemi yani örtbas, Amerika’da Jimmy Carter’ın 1974 yılında çıkardığı (FOIA) Haber Edinme Özgürlüğü Yasası sayesinde terkedildi. Bizler hala onların terkettiği demode örtbas sistemini kullanıyoruz.

-UFO TİPLERİ-

Dünyamızda gözlemlenen UFO’lar geleneksel uçaklardan çok daha farklı geometrik modellere sahiptir. İşte en sık rapor edilen UFO biçimlerinden bazıları:

Diskler ve Kubbeli Diskler: Uçan daire adı verilen cisimler bunlardır. Bunların pencereler, iniş takımları, halkalar, kapılar gibi yapısal özellikleri bulunmaktadır.

Koni: Koni biçimli UFO’ ların pek çok çeşidi vardır. Bazıları tersyüz edilmiş koni şek!indedirler. Tabandan birleşmiş iki koni biçiminde UFO’lar da gözlemlenmiştir.

Küre: Dairesel ve küre biçiminde UFO’lara dair pek çok gözlem raporu bulunmaktadır. Bunlardan çoğu gece gözlemleridir. Aynı zamanda yarım küre biçiminde UFO’lar da gözlemlenmektedir.

Boomerang: Boomerang biçimindeki UFO’lar 1980’lerde gözlemlenmeye başlamıştır. Bu UFO’lar genelde asimetrik bir şekle sahiptir; alçaktan ve yavaş uçarlar. Bunlardan bazıları yaklaşık üç futbol sahası büyüklüğündedir.

Puro: 1940-1960 yılları arasında puro biçiminde büyük UFO’lar nadiren de olsa gözlemlenmekteydi. Bunlar bazen içlerinden disk biçiminde cisimler de çıkarmaktaydılar. 1949 yılında gözlemlenen yaklaşık bir mil uzunluğundaki puro biçimli UFO izleyenleri şaşkına çevirmişti. Günümüzde puro biçimindeki UFO’lara nadir rastlanmaktadır.

08 Temmuz 1967’de ABD Cumberland’te resmi çekilen Puro biçimli UFO

Silindir: Bunlar, silindir görünümündedirler ve puro biçimli UFO’lara göre daha ufaktırlar.

Halter: Halter biçiminde UFO’lar ortadan bir çubukla tutturulmuş iki küreden oluşmaktadır.

Mantar: Bu UFOlar bir kubbe ve sapa benzer bir gövdeden oluşmaktadır.

Piramit: Uçan, piramit şeklinde cisimlerdir.

Dikdörtgen: Bazı UFO’lar biçim olarak aynı bir dikdörtgene benzemektedirler.

Üçgenler: 1989 yılından itibaren yakın zamanlarda sık sık görülen bir UFO biçimidir. 

USO NEDİR = (Unidentified Swimming Object – Tanımlanamayan Yüzen Nesne)

Bu araçlar, UFO’larda olduğu gibi uzayda değil, okyanusun içerisinde hareket ettikleri için UFO’lardan farklıdır. Ama her ikisinin ortak özelliği de USO’lar da sudan çıktıktan sonra tekrar uzayda yolculuklarına devam ederler. USO gözlemlerinin geçmişi 1800’lere kadar uzanmaktadır. 1800’lü yılların ortalarında sıklıkla görülmeye başlayan USO’lar, 1845’teTürkiye’de Antalya açıklarında, 1875’te Meksika açıklarında, 1879-1890’da Basra Körfezi’nde, 1891’de Çin Denizi’nde ortaya çıkmışlardır.

20. yüzyılda UFO gözlemlerine ilişkin raporlarının artmasıyla birlikte, denizlerdeki esrarengiz cisimlere dair gözlemler de artmıştır. 30 Haziran 1967’de bir Arjantin gemisi olan Naviero’da bulunan bir grup insan, denizde silindir biçimli bir cismin yüzdüğünü fark ettiler. Yaklaşık 33 metre uzunluğundaki bu cisim mavi-beyaz bir ışık saçıyordu. Cismin hiçbir ses çıkarmaması ve suda hızla yol almasına rağmen dalga yaratmaması gözlemcileri şaşkına çevirmişti. İnsanlar bu esrarengiz deniz aracını seyrederken, araç birdenbire rotasını Naviero’ya doğru çevirdi, hızlandı ve gemiyle çarpışmasına ramak kala suya dalarak gözden kayboldu.

Peki USO’lar sadece okyanusta mı görülmektedir? Hayır, nehirlerde hatta göllerde gözlemlenen bu tür esrarengiz cisimlere dair pek çok rapor bulunmaktadır. 30 Nisan 1976’da tanımlanamayan bir cisim, İsveç’deki donmuş Siljan nehrinin buzlarını büyük bir güçle kırarak su üstüne çıkmıştır. Buzun kalınlığı 20 cm olmasına rağmen, tanıklar cismin ancak 9 metre uzunluğunda olduğunu bildirmişlerdir. Söz konusu USO, suyun dibinden gelmiş; buz tutmuş yüzeye doğru ortalama 100 km/s hızla yaklaşarak buzu kırmış ve buz üzerinde yaklaşık 800 metre uzunluğunda ve 4 metre genişliğinde bir kanal açmıştır. Bu cisim, daha sonra hiçbir hasara uğramadan su yüzüne çıkmış ve gökyüzüne doğru hızla havalanmıştır.

USO’lar özellikle Arjantin Sahilleri’nde görünüyorlar. Bu iş Arjantin de o kadar çok bariz hale gelmiştir ki, hatta Arjantin Hükümeti, Denizde’ki belirli alanları işaretlemişlerdir ve kendi gemilerinin, işaretledikleri o alanlara gitmesini yasaklamıştır

Anket

UFO Gördünüz mü?

roswell_deklarasyonu